bugün
yenile
    1. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir tramvay rayının yanında durduğunuzu hayal edin. uzakta, kontrolden çıkmış bir tramvayın, onun gelişini duymayan beş işçiye doğru hızla geldiğini görüyorsunuz. işçiler tramvayı görse bile, raydan zamanında ayrılamayacaklar. felaket belli belirsiz göründükçe, yere bakıyorsunuz ve raylara bağlı bir kaldıraç olduğunu görüyorsunuz. eğer kaldıracı çekerseniz, tramvayın beş masum işçinin bulunduğu raylardan ikinci bir ray takımına yönleneceğini farkediyorsunuz. ancak, yan taraftaki bu rayın aşağısında, iş arkadaşları kadar habersiz, yalnız bir işçi bulunuyor. o halde kaldıracı kaldırıp, bir insanın ölümüne yol açar fakat beş kişiyi kurtarır mıydınız? bu düğüm noktası, tramvay ikilemi olarak bilinen bir klasik düşünce deneyidir ve 1967 yılında düşünür philippa foot tarafından geliştirilip, 1985’te jarvis thomson tarafından uyarlanmıştır. tramvay ikilemi, bir eylemin sonuçlarını baştan sona düşünmemizi ve eylemin ahlaki değerinin, yalnızca sonuçları tarafından belirlenip belirlenmediğini dikkate almamızı sağlar.
      0kopyala yapıştır yaptım millet - mumyax 29.10.2016 16:29:28 |#2860369
      1bana bu "ama o kaldıracı kaldırırsanız ölümüne neden olduğunuz için hapse gireceksiniz" eklemesi yapılarak sorulmuştu. o zamanlar küçüktüm "ben sınava müdahale etmem" demiştim. şimdi verecek bir cevabım yok:d - a shih na 29.10.2016 16:35:10 |#2860493
      0kaldıracı yarım kaldırır. ray tam ortada kalır, tramvay raydan çıkar herkes kurtulur - pic mimar 29.10.2016 16:37:21 |#2860457
      butun yorumlari goster (10)
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tramvay ikilemi, o zamandan beri ahlaki sezgilerimizi araştırmak için kayda değer derecede esnek bir araç olduğunu kanıtlamış ve savaş, işkence, dronlar, kürtaj ve ötanazi gibi diğer çeşitli durumlara uygulanmak üzere uyarlanmıştır. şimdi bu ikilemin ikinci değişkenini göz önüne alın. tramvay raylarının üstündeki bir üst geçitte duruyor olduğunuzu hayal edin. tramvayın, beş habersiz işçiye doğru kontrolden çıkmış şekilde savrulduğunu görebiliyorsunuz, fakat onu yönlendirecek bir kaldıraç bulunmuyor. ancak, üst geçitte sizin yanınızda duran büyük bir adam var. bu cüssenin tramvayı durduracağından kuşkunuz yok. o halde, tramvayı durdurmak ve bu sayede diğer beş kişiyi kurtarmak için adamı raylara itip kurban eder misiniz? buda devamıydı
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      beş insanı kurtarmak için bir insanı öldürür müydünüz? dikkat link onedio linkidir. link (görselle desteklenmiş olduğu için seçtim) bu deney insanı ahlak, vicdan ve mantık arasında seçim yapmaya zorluyor. aslında arasında da değil ama... sonuçta seçeneklerin hepsi iki ucu boklu değnek. ben olsam adamı itemezdim çünkü ölümüne birebir sebeb olurdum. diğer türlü dolaylı yoldan da olsa birini direk öldürmekten iyi olduğunun kanısındayım. ama içimde acaba diğer seçenek daha iyi değil miydi lan diye geçiyor sürekli zor bi durum.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu şey değil mi ya; (bkz: kötünün iyisi)
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      the good place dizisinde de konu edilen müthiş ikilem. link ahlak felsefesi yani etik, dizinin ana konularından biriydi zaten. diziden önce bu konuyu ilk okuduğumda çok canlandıramamıştım ama bu şekilde izlemek bu ikilemi benim için bi tık daha zorlaştırdı. olayı daha basite indirgemek adına biraz değiştirdim. diyelim ki önümde iki seçenek var: ya en sevdiğim şehre bi daha gidemeyeceğim ya da daha önce hiç görmediğim ama görmek istediğim 5 şehre ömrüm boyunca gidemeyeceğim. şimdi bu açıdan bakınca ben kesin ve net görmek istediğim 5 şehri görmeyi seçerim. tabii ikilemi cansız figürlerle oluşturmak kolay, işin içine ölüm girince karmaşıklaşıyor. aslında bu soru, etikten ziyade nicelik sorusu benim için. bu açıdan bakınca fazla olan daha mantıklı geliyor, işin içine maneviyat katılmadığı sürece yani. orijinal konuya dönersek, ahlak felsefesine göre yapılan davranışların iyi ya da kötü olarak değerlendirilmesi için akıl sağlığının yerinde olması gerekiyor. ben mesela dizideki gibi bir durum karşısında muhtemelen akıl sağlığımı yitireceğim için, hangi seçeneği seçersem seçeyim sonucunda hiçbir kazanımım ya da kaybım olmayacaktır. diğer yandan, yine etik üzerinden gidersek, önemli olan niyetin iyi olması değil mi? hangi yolu seçersem seçeyim ben tamamen iyi niyetimle seçeceğim için yine sonuç değişmiyor. işte bu noktada aslında ikilemin felsefi açıdan bug'ı olan "vicdan" kısmı devreye giriyor. maddesel olarak bakarsak cevap çoğunluğa çıkar fakat canlı figürler açısından hangisini seçersem seçeyim vicdanım peşimi bırakmayacaktır. (bkz: ne salak salak sorular bunlar ya)